Kolombiya ordusunun sivilleri silahlandırmasının yasal temelini oluşturan kararname 1968 yılında yasalaştırıldı. ABD’nin kontrgerilla faaliyetlerini desteklemek için 1961-1967 yılları arasında Kolombiya ordusuna en az 160 milyon ABD doları tutarında destek verdiğini de biliyoruz.


SERHAT TUTKAL

Bu serinin geçen yazısının sonunda belirttiğim üzere 1960’lı yıllarda Kolombiya’da üç önemli gerilla örgütü kuruldu: FARC (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri), ELN (Ulusal Kurtuluş Ordusu) ve EPL (Halk Kurtuluş Ordusu). 1960’lar aynı zamanda Kolombiya’da paramilitarizmin yasallaştığı bir dönem. Bu yazıda 60’lı yılların siyasal gelişmelerine daha yakından bakmaya çalışacağım.

FARC

Kolombiya’da kurulan uluslararası tanınırlığı en yüksek gerilla örgütü olduğunu söyleyebileceğimiz FARC’ın Kolombiya Komünist Partisi’nin de desteğiyle 1964 yılında çeşitli köylü özsavunma birliklerinin birleşmesiyle kurulduğunu geçen yazıda belirtmiştim. Her ne kadar FARC 1964 Marquetalia direnişiyle kurulmuş olsa da FARC ismiyle ortaya çıkması 1966 yılında düzenlenen ve yaklaşık 250 delegenin katıldığı Güney Bloğu Gerillaları İkinci Konferansı’nda gerçekleşti. Konferans’ta FARC’ın yalnızca Kolombiya hükümetine değil aynı zamanda ABD emperyalizmine de karşı kurulduğu belirtiliyor, kendinde Latin Amerika’nın herhangi bir ülkesini işgal etme hakkını gördüğü söylenen ve orijinal metinde yankiler olarak adlandırılan ABD’nin Latin Amerika halklarının düşmanı olduğu öne sürülüyordu.

FARC’ın kuruluşundan itibaren öncelikli meselesinin tarım reformu olduğu söylenebilir. FARC, büyük toprak sahiplerinin topraklarına el konmasını ve bu toprakların köylülere dağıtılmasını savunuyordu. Bunun dışında FARC’ın köylülerin borçlarının silinmesi, temel ihtiyaçlarının karşılanması, iç savaş döneminde köylülere yönelik suç işleyen ve katliamlara katılan askerlerin, polislerin ve sivillerin yargılanması gibi talepleri de vardı. Bir köylü hareketi olmasına rağmen SSCB destekçisiydi, öyle ki 1969 yılındaki üçüncü konferansında Sovyet karşıtı ve antikomünist olarak niteledikleri Çin Komünist Partisi’ni eleştirmekten çekinmemişler, hatta Çin Komünist Partisi’ni Mao Zedung kültü üstüne inşa edilmiş küçük burjuva milliyetçiliğiyle suçlamışlardı.

FARC kuruluş yıllarında pek konuşulan bir örgüt değildi. ELN ve 70’lerde kurulacak olan M-19 gündemde çok daha fazla yer tutuyordu. FARC her ne kadar Komünist Parti’yle ilişkili olsa da kırsalda faaliyet gösteren bir köylü örgütüydü. Üyelerinin büyük çoğunluğu Kolombiya elitiyle pek ilişkisi olmayan köylülerdi. Haliyle örgüt Kolombiya sol entelektüellerinin, özellikle medyanın ve akademinin çok da ilgisini çekmiyordu. Bünyesinde çok sayıda öğrenci ve bu yazıda değineceğim kurtuluş teolojisi akımından beslenen din görevlisi barındıran ELN büyük şehir sol çevrelerinde daha çok konuşuluyordu. FARC ilk yıllarında askeri olarak da pek başarılı bir örgüt değildi, köylü özsavunma birlikleri tecrübesi güvenlik güçleriyle girişilen gerilla savaşında başarı sağlamaya yetmemişti. 1968 yılına gelindiğinde FARC disiplinsiz bir grup köylünün oluşturduğu manevra kabiliyeti sınırlı bir kırsal örgüt görüntüsündeydi. Birkaç yıl içerisinde üyelerinin yüzde 70’i çatışmalarda öldürülmüştü. 5 Ekim 1968 tarihinde FARC’ın ikinci komutanı Ciro Trujillo’nun çatışmada öldürülmesi de FARC’ı zayıflatmıştı. FARC’ın destekçisi olan Komünist Parti de Çin destekçileri-SSCB destekçileri arasındaki çekişmeler dolayısıyla bölünmüş ve güç kaybetmişti. 1970 yılına gelindiğinde FARC’ın 780 üyesi olduğu söylenmektedir. Bu dönemde başkentten bakıldığında FARC’ın küçük ve bölgesel bir köylü ayaklanması olarak görülüyor olması muhtemel.

ELN

Küba’da eğitim alan bir grup Kolombiyalı öğrenci 1963 yılında Kolombiya’ya dönerek 18. yüzyıl Kolombiyalı isyancı lidere atıfla isimlendirdikleri José Antonio Galán Birliği’ni kurdular. 1964 yılında ELN adını alan bu örgüt başta Ecopetrol olmak üzere çok sayıda petrol şirketinin faaliyet gösterdiği Magdalena Medio bölgesinde kuruldu. Bögenin Barrancabermeja’daki petrol işçisi sendikalarının ve Santander Üniversitesi’ndeki öğrenci hareketlerinin gücü nedeniye seçilmiş olması mümkün. Kayıtlar ELN’nin yalnızca 18 militanla kurulduğunu gösteriyor. Bu bilgi ELN’nin FARC’tan ayrışan stratejilerini kavrayabilmek için önemli. Bölgesel kontrol hedefli bir örgüt olan ve devletin güvenlik güçleriyle doğrudan çatışmaya giren FARC’ın aksine ELN’nin küçük bir militan grubuyla faaliyet gösterdiği ve öncelikli olarak sivil halkı “bilinçlendirmeyi” hedeflediği  söylenebilir. ELN’nin bu hedefinde kurtuluş teolojisi akımından gelen devrimci din görevlilerinin örgütün ilk dönemindeki ağırlığı da etkili olmuştur.

Kurtuluş teolojisi, özellikle 1970’lerden itibaren Latin Amerika’nın büyük kısmında çok etkili olan Hristiyan Marksist bir hareket. Önde gelen teorisyeni Perulu Katolik din adamı Gustavo Gutiérrez’di. Kilise’nin sınıf mücadelesinde tarafsız kalamayacağını savunan Gutiérrez, Katolik din adamlarını işçilerin safında mücadeleye katılmaya çağırıyordu. Kurumsal olarak ortaya çıkışının 1958’de Brezilya’da gerçekleştiğini söyleyebileceğimiz kurtuluş teolojisi hareketinin öncülerinden biri ELN militanı Camilo Torres’ti. ELN üyesi Katolik din görevlileri arasında Domingo Laín, José Antonio Jiménez, Manuel Pérez, Carmelo Gracia, Diego Uribe Escobar, Bernardo López Arroyave, Laurentino Rueda, Carlos Buitrago, Alirio Buitrago, Vicente Mejía ve Gabriel Borja gibi çok sayıda din adamını sayabiliriz. Kolombiya kurtuluş teolojisinin güçlü olduğu ülkelerdendi, 1968 yılında Medellin’de düzenlenen Latin Amerikalı Piskoposlar 2. Genel Konferansı’nda Kilise’nin yoksulların tarafını tutması çağrısı yapılmış, Konferans kurtuluş teolojisinin Latin Amerika Katolik kiliselerinin baskın pozisyonu olduğunu göstermişti.

Katolik bir rahip olan Camilo Torres aynı zamanda iyi bir akademisyendi. Belçika’da sosyoloji doktorasını tamamlamasının ardından Kolombiya Ulusal Üniversitesi’nde Sosyoloji bölümünün kurucularından olmuştu. Camilo Torres aynı zamanda ülkenin iyi tanınan muhaliflerindendi. Ulusal Cephe hükümetine karşı Birleşik Halk Cephesi hareketini başlatan Torres’in 60’ların ilk yarısında ülkenin en karizmatik muhalifi olduğunu dahi söyleyebiliriz. Din adamı ve sosyoloji profesörü olan, hem annesi hem babası Kolombiya’nın en prestijli ailelerinden gelen bir muhalifin yeni kurulan bir gerilla örgütüne katıldığı haberinin Kolombiya gündemini neden sarstığı sanıyorum anlaşılabilir.

Camilo Torres 1965 yılının Haziran ayında siyasi faaliyetleri nedeniyle Kilise’deki görevinden affını talep etmeye zorlandı. Henüz yasal olmayan herhangi bir eylemde bulunmamıştı. Kilise’ye verdiği cevapta din adamının tek görevinin ritüelleri yerine getirmek olmadığını, insanların iyi birer Hristiyan olmalarını engelleyen koşullar mevcut olduğu takdirde din adamının görevinin bu koşullarla mücadele etmek olduğunu, kendisinin de devrimci mücadeleyi bu amaçla yürüttüğünü belirtti. Kilise’den ayrılmasının ardından oligarşiye yönelik konuşmaları daha da sertleşti. İktidarın halka barışçıl biçimde teslim edilmesini aksi takdirde oligarşiden zor kullanarak bu iktidarın alınacağını açıkladı. Aynı dönemde ELN başta Texas Petroleum Company olmak üzere bölgedeki petrol şirketlerine yönelik saldırılara başlamıştı. Camilo Torres bir süredir ELN önderleriyle iletişimdeydi fakat mücadelesini yasal yollardan devam ettiriyordu. Silahlı mücadeleye katılmayı daha fazla ertelememesi gerektiğine karar veren Camilo Torres Ekim ayında ELN’ye katıldı fakat ancak 7 Ocak 1966’da ELN saflarına katıldığını kamuoyuna duyurdu.

Torres’in ELN’ye katıldığını duyurmasından kısa süre sonra, 15 Şubat 1966’da Torres’i hedef alan Kolombiya ordusu bulunduğu birliğe saldırdı, Camilo Torres çatışmada öldürüldü. Her ne kadar Ekim ayından itibaren askeri eğitim aldığı söylense de bir rahip ve sosyolog olan Camilo Torres’in bu kadar kısa sürede cepheye gönderilmiş olmasından dolayı ELN yönetimi eleştirildi. Camilo Torres’in örgüte katılımı ve çatışmada öldürülmesi ELN’yi 60’ların sonlarında Marksist hareketlere sempati duyan Katolik din adamları için çekici hale getirdi. Öyle ki 1969’da üç İspanyol rahip dahi Kolombiya’ya gelerek ELN’ye katıldı. Bu rahiplerden José Antonio Jiménez 1970 yılında zorlu bir orman yürüyüşünde açlıktan ölecek, Domingo Laín de 1974 yılında çatışmada öldürülecekti. Üçüncü rahip Manuel Pérez Martínez ise Hepatit C hastalığından hayatını kaybedeceği 1998 yılına dek örgütte önemli görevler üstlenecekti.

60’ların son yıllarında güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda çok sayıda ELN üyesi hayatını kaybetti. Azımsanamayacak sayıda militan da örgütün iç çatışmalarında öldürüldü veya örgütten ayrılmak zorunda kaldı. Bunların yanısıra, devlet ELN sempatizanı olduğu düşünülen öğrencilere ve işçilere ciddi düzeyde baskı uygulamaya başladı. Örneğin, 1969 yılının Aralık ayında 215 sendikacı ELN üyesi olmaktan yargılanarak hüküm giydi.

EPL

Büyük kısmı 1991’de silah bıraktığı için adı Türkiye’de FARC ve ELN kadar bilinmese de Maoist EPL uzun bir dönem boyunca Kolombiya siyasetini etkileyen bir örgüttü. SSCB ve Çin yandaşları arasındaki bölünmeden sonra Maoistlerin 1965 yılında kurduğu Komünist Parti’nin silahlı kanadı olan EPL 1967’de kuruldu. EPL’nin hedefi Kolombiya kırsalında kurtarılmış bölgeler oluşturmaktı. Örgütün önde gelen lideri iç savaş döneminde El Pato’da köylü özsavunma birliklerini örgütlemiş olan Pedro Vásquez Rendón’du fakat Vásquez Rendón 5 Ağustos 1968’de Kolombiya ordusuyla girilen bir çatışmada öldürüldü. 1968 EPL’nin çatışmalarda çok kayıp verdiği bir yıl olmuştu. Vásquez Rendón’un ardından örgütün önderlerinden Libardo Mora Toro’nun da Aralık 1971’de öldürülmesi üzerine EPL 1972’de büyük bir kriz yaşayacak ama bu dönemi dağılmadan atlatacaktı.

Paramilitarizm

Kolombiya’da paramilitarizmin kökeni iç savaş sırasında çoğu kez orduyla ve polislerle birlikte hareket eden Muhafazakâr Parti destekçisi silahlı sivillere dayanmaktadır. 1961’den itibaren paramiliter grupların Ulusal Cephe hükümeti tarafından kullanıldıklarını görüyoruz. 24 Aralık 1965 tarihli ve 3398 sayılı başkanlık kararnamesiyle Kolombiya’da paramiliter gruplar yasallaştı. ABD merkezleri güvenlik planının parçası olarak kontrgerilla faaliyetleri yürütecek olan paramiliter gruplar yasadışı ilan edilecekleri 1989 senesine dek (ve her ne kadar yasadışı ilan edilmiş olsalar da açıkçası bu tarihin sonrasında da) bu faaliyetlere devam edeceklerdi. Kolombiya ordusunun sivilleri silahlandırmasının yasal temelini oluşturan kararname 1968 yılında yasalaştırıldı. ABD’nin kontrgerilla faaliyetlerini desteklemek için 1961-1967 yılları arasında Kolombiya ordusuna en az 160 milyon ABD doları tutarında destek verdiğini de biliyoruz. ABD destekli kontrgerilla stratejisinde, diğer Latin Amerika ülkelerinde de olduğu gibi, paramiliter grupların önemi büyüktü. Bu paramiliter gruplar 70’lerden bu yana Kolombiya siyasetinin en belirleyici aktörlerinden oldular.

Bir sonraki yazıda iç savaşın bitişinden Ulusal Cephe hükümeti döneminin sonlandığı 1974’e dek meydana gelen birkaç siyasal gelişmeye, özellikle olaylı 1970 başkanlık seçimine değineceğim. Bunun ardından da 70’lerde meydana gelen siyasal şiddet olaylarını özetlemeye çalışacağım.


Görsel: “Kolombiya’da göreli ahlak teorisi”, by piterwilson is marked with CC BY-NC-SA 2.0


Kolombiya’da şiddetin geçmişi – 2

Kolombiya’da şiddetin geçmişi – 1

Bu içeriği paylaş: