1946-1958 yılları arasında gerçekleşen Kolombiya İç Savaşı, La Violencia (Şiddet) adıyla biliniyor. Bu dönemde en az 200.000 insanın öldürüldüğü ve 2 milyondan fazla insanın göçe zorlandığı belirtiliyor.


SERHAT TUTKAL

Mevcut siyasal, toplumsal ve kültürel çatışmaları anlamlandırabilmek için bu çatışmaların ve çatışmaya taraf olan aktörlerin tarihsel kökenlerine dair bilgi sahibi olmak gerekir. Gerek FARC ile Kolombiya devleti arasındaki barış süreci, gerek geçtiğimiz yıl Kolombiya’da gerçekleşen kitlesel eylemler, gerekse yaklaşan 29 Mayıs başkanlık seçimi Türkiye’de Kolombiya siyasetine olan ilgiyi önemli ölçüde artırmış görünüyor. Buna uyuşturucu ticareti, yolsuzluk, paramiliter şiddet, gerilla hareketleri gibi konular da eklendiğinde Kolombiya geçtiğimiz yıllarda her geçen gün daha fazla insanın ilgisini çeken bir ülke oldu. Kolombiya’daki gelişmelere dair yapılan haberleri anlamlandırmaya katkı sunmak adına ülkedeki şiddetin geçmişine dair bilgi vermeyi amaçlayan birkaç yazı yazmaya karar verdim.

Kolombiya’da şiddetin köklerine dair bir yazının aslında İspanyol sömürgecilerin gelişinden, yani 16. yüzyıl başlarından başlaması uygun olur. Yerli katliamlarına ve köle isyanlarına değinmek, ardından 19. Yüzyıl iç savaşlarını ve askeri darbelerini anlatmak, sonrasında da 20. Yüzyıl işçi katliamlarıyla devam etmek gerekir. Ne yazık ki ben daha ileri bir tarihten, 1946-1958 arasında gerçekleşen iç savaştan başlayacağım. Bu tarihten başlama sebebim hem gerilla örgütlerinin hem de paramiliter grupların köklerinin doğrudan bu iç savaşa uzanıyor olmasıdır. Belki ileride daha önceki dönemlere dair de yazma imkanım olur.

La Violencia (Şiddet)

1946-1958 yılları arasında gerçekleşen Kolombiya İç Savaşı, La Violencia (Şiddet) adıyla biliniyor. Bu dönemde en az 200.000 insanın öldürüldüğü ve 2 milyondan fazla insanın göçe zorlandığı belirtiliyor. Liberal Parti ve Muhafazakar Parti arasındaki iç savaşın 1946 yılında başkanlığa muhafazakar Mariano Ospina Pérez’in seçilmesiyle ortaya çıktığını iddia edebiliriz. Kolombiya 1930 yılından beri liberal hükümetler tarafından yönetiliyordu. 1946’da oyların Liberal Parti başkan adayı Gabriel Turbay Abunader ile sosyalist Jorge Eliécer Gaitán önderliğindeki Liberal Parti parti içi muhalifleri arasında bölünmesiyle muhafazakar bir başkanın seçilmesi mümkün oldu. Ospina Pérez yüzde 40,5 oranında oy alırken Turbay Abunader yüzde 32,3 Eliécer Gaitán ise yüzde 27,2 oranında oy aldı. Bir önceki yıl gerçekleşen yasama organı seçimlerinde 131 Temsilciler Meclisi üyesinin (o dönem Senato üyeleri doğrudan halk oyuyla seçilmemekteydi, ilk kez 1947 yılında senatörler halk oyuyla seçilecek) 80’i Liberal Parti’den, 47’si Muhafazakar Parti’den, 4’ü ise Sosyalist Demokratik Parti adıyla seçime katılan Kolombiya Komünist Partisi’nden olmuştu. Haliyle muhafazakar başkan yasama organında çoğunluk tarafından desteklenmiyordu. 1947 yasama organı seçimlerinde 63 senatör ve 131 meclis üyesi, yani toplamda 194 kongre üyesi seçildi. Liberal Parti 109, Muhafazakar Parti ise 85 üye çıkardı. Liberal Parti’nin 109 üyesinin 66’sı Gaitán destekçisi adaylardan seçilince Jorge Eliécer Gaitán partinin lideri konumuna geldi.

9 Nisan 1948 günü arkadaşlarıyla öğle yemeğine giden Eliécer Gaitán’ın öğleden sonrası için çok yoğun bir programı vardı. Yemekten sonra, o tarihte Bogotá’da bulunan Fidel Castro isimli Kübalı bir öğrenci lideriyle görüşecekti. Castro ve Gaitán 7 Nisan günü Kolombiyalı öğrenciler tarafından tanıştırılmış, Gaitán daha detaylı konuşmak üzere 9 Nisan tarihinde Castro’ya randevu vermişti. Ne yazık ki bu görüşme gerçekleşemedi. Jorge Eliécer Gaitán öğle yemeğine gitmek üzere çıktığı yolda uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Hayatında ilk kez Küba dışına çıkan ve bu gezisinde Venezuela ile Panama’ın ardından Kolombiya’ya gelen genç öğrenci lideri Castro, Bogotazo adı verilen ve yaklaşık 3000 insanın öldürüldüğü iddia edilen olaylara şahit oldu. Yıllar sonra, o günlerde Bogotá’da yaşadıklarını uzun uzun anlatacaktı da.

1929 yılında Temsilciler Meclisi üyesi olan Gaitán, katledilen muz işçilerini gündeme getirmesi ve sonrasındaki muz işçileri destekçisi tutumuyla ülke çapında üne kavuşmuştu. United Fruit Company’nin talebi üzerine grev yapan muz işçilerine yönelik ordu saldırısında çok sayıda muz işçisi hayatını kaybetmişti. Gabriel García Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’ta bu katliamı anlatırken değindiği “Muz Şirketi”, o dönemki adıyla United Fruit Company, imaj değiştirmek için sonradan değiştirdiği adıyla ise Chiquita Brands International’dır. Gaitán, meclis kürsüsünde bu katliamla ilgili tartışmaların liderliğini yürütüyor, işçilerin öldürülmesinin yanı sıra bölgede yaşayan çok sayıda kadına da cinsel şiddet uygulandığını iddia ediyordu.

Gün geçtikçe popülerleşen Gaitán, 1931’de Temsilciler Meclisi başkanı oldu. 1933 yılında Liberal Parti’den ayrılarak Solcu Devrimci Ulusal Birlik (Unión Nacional de Izquierda Revolucionaria – UNIR) isimli siyasi partiyi kurdu. Muhafazakar Parti’nin katılmayı reddettiği 1935 seçiminde Liberal Parti’ye rakip olan UNIR 118 sandalyenin yalnızca 2’sini alınca, Gaitán bu partiyi kapatıp tekrar Liberal Parti’ye döndü. 1936 yılında Bogotá belediye başkanı, 1940 yılında Eğitim Bakanı, 1943’te ise Çalışma Bakanı olan Gaitán öldürüldüğünde henüz 45 yaşındaydı. Gaitán’ın öldürülmesi Kolombiya’yı şiddetin eskisinden de korkunç boyutlara ulaşacağı yeni bir döneme soktu.

Aslında 1946 yılının Ağustos ayından 1947 yılının sonuna kadar geçen sürede çeşitli grupların çatıştığı yaklaşık 600 olay kaydedilmişti. İç savaş çerçevesinde, yalnızca 1947 yılında yaklaşık 14.000 insanın öldürüldüğü iddia edilmektedir. Kırsalda köylüler ile toprak sahiplerinin paralı birlikleri ve güvenlik güçleri arasında çatışmalar gerçekleşirken şehirlerde ise çok sayıda grev meydana gelmekteydi. Bununla beraber, 1948 yılında çatışmalarda öldürülen insan sayısının 43.000’in üstünde olduğu düşünüldüğünde Gaitán’ın öldürülmesinin iç savaş üzerindeki etkisi görülmektedir. Çatışmanın en şiddetli geçtiği yıl ise 50.000’den fazla insanın öldürüldüğü 1950 yılı olacaktır.

1953 askeri darbesi

Gaitán’ın öldürülmesinin ardından Liberal Parti 1949 başkanlık seçimi için Darío Echandía Olaya’yı aday göstermişti. Tehditler ve şiddet olaylarıyla geçen başkanlık öncesi dönemde, başkan adayı Darío Echandía’nın kardeşi Vicente Echandía’nın öldürülmesi sonrasında Liberal Parti’nin başkan adayı adaylığını geri çekti. Olağanüstü hal ilan ederek seçime tek aday olarak giren Muhafazakar Parti adayı Laureano Gómez oyların yüzde 99,95’ini alarak başkan seçildi. Yaklaşık 6 ay önce yapılan Temsilciler Meclisi seçiminde meclis çoğunluğunu Muhafazakar Parti’nin 63 üyesine karşı 69 üye çıkaran Liberal Parti almıştı. Yasama organının kapatılması üzerine bu meclis faaliyet gösteremedi. Muhafazakar Parti hükümetinin ABD’ye olan desteğini göstermek için Kore Savaşı’na 5100 asker gönderdiğini ve Kore Savaşı’na katılan tek Latin Amerika ülkesi olduğunu da belirtmek gerekir.

1951 yılında yeniden yapılan yasama organı seçimine Liberal Parti şiddet ortamı nedeniyle katılamayınca bütün üyeleri Muhafazakar Parti çıkardı. Aynı yıl iki kez kalp krizi geçiren Başkan Laureano Gómez koltuğunu Roberto Urdaneta Arbeláez’e bıraktı. 1949 yılından 1953’e dek süren Muhafazakar Parti iktidarı literatürde diktatörlük olarak anılmaktadır. Bu dönemde komünist ve liberal özsavunma birlikleri çok sayıda kurtarılmış bölge oluşturmuş, muhafazakar birliklerden kaçanlar bu bölgelere sığınmıştır. Kolombiya’nın birçok bölgesinde liberaller, muhafazakarlar ve komünistler belirli alanlarda hakimiyet kurarken devlet otoritesi tamamen ortadan kalkmış, polis birlikleri de neredeyse tamamen Muhafazakar Parti’nin kontrolüne geçmişti.

Şiddetli iç savaş koşullarında hem Liberal Parti’nin hem de Muhafazakar Parti’nin parti yönetimine muhalif bir kesiminin desteğiyle Gustavo Rojas Pinilla 1953 yılında bir askeri darbeyle Kolombiya’da yönetimi ele geçirdi. Roberto Urdaneta Arbeláez ise ailesiyle birlikte İsviçre’ye kaçtı.

Silah bırakacak gerillalara af çıkaran Rojas, köylülerden oluşan komünist özsavunma birliklerinin silah bırakmayı reddetmesi üzerine Komünist Parti’yi yasadışı ilan etti. Silah bırakmayı kabul edilen ve çoğu Liberal Parti’yle ilişkili olan gerilla üyelerinin önemli bir kısmı ise silahlarını teslim etmelerinin ardından tutuklanarak toplama kamplarına gönderildi. Sosyalist veya komünist olduğu düşünülen entelektüellere, akademisyenlere ve öğrencilere yönelik cadı avı başlatan Rojas hükümeti döneminde çok sayıda köylü ve öğrenci katliamı gerçekleşti.

İktidarı bırakmaya gönülsüz olduğu anlaşılan Rojas’ın yerine 1957’de geçici bir askeri cunta hükümeti göreve geldi. İstifaya zorlanan Rojas ise İspanya’ya sürüldü. Cunta hükümeti 1 Aralık 1957 tarihinde bir plebisit düzenledi. Kolombiyalı kadınların ilk kez oy kullandıkları seçim olan ve ezici çoğunlukla (oyların yaklaşık yüzde 95’i) evet oyu çıkan plebisite göre 1958-1968 yılları arasında gerçekleşecek seçimlerde sandalyeler Liberal Parti ve Muhafazakar Parti arasında eşit biçimde dağıtılacaktı. Başkanın da bir dönem Liberal Parti’den bir dönem ise Muhafazakar Parti’den seçileceği bu döneme (sonradan 1974’e dek uzatılacaktır) Ulusal Cephe hükümeti adı verildi. 1958 başkanlık seçiminde Ulusal Cephe’nin adayı liberal Alberto Lleras Camargo yüzde 79,8 oy alırken, Ulusal Cephe’ye muhalif olan Muhafazakar Parti grubunun adayı Jorge Leyva Urdenata yüzde 19,7 oranında oy aldı. Böylece Kolombiya’da Liberal Parti ile Muhafazakar Parti arasındaki iç savaş sonlanmış oldu.

Bir sonraki yazıda değineceğim 1960’lar, La Violencia döneminde köylüler tarafından kurulan özsavunma birliklerinin devrimci gerilla örgütlerine dönüşmelerine sahne olacak. Bu örgütlerin birçoğu kısa süre içinde yok olurken örgütler arasından üçü uzun süre Kolombiya siyasetine damga vuracak: Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri – FARC), Ejército de Liberación Nacional (Ulusal Kurtuluş Ordusu – ELN), Ejército Popular de Liberación (Halk Kurtuluş Ordusu – EPL). 1960’lar aynı zamanda, iç savaşta ve öncesinde büyük toprak sahipleri tarafından köylülere saldırması için kurulan birliklerin paramiliter kontrgerilla gruplarına dönüştüğü ve Kolombiya’da paramilitarizmin yasallaştığı dönem de olacak. Bir sonraki yazıma Ulusal Cephe hükümetinin kurulmasının ardından gerçekleşen iki önemli siyasal gelişmeye, darbeci general Gustavo Rojas’ın yargılanmasına ve La Violencia dönemine dair kurulan 1958 Araştırma Komisyonu’na değinerek başlayacağım. Ardından, 1960’larda köylü özsavunma birliklerinin gerilla örgütlerine dönüşmesi sürecini ele alıp, bu örgütlerin doğuşunu Kolombiya paramilitarizmiyle ilişkili olarak kısaca inceleyeceğim.


İllüstrasyon: Esteban Paris


 

Bu içeriği paylaş: