Jeopolitik riskler, varyantlar, belirsizlik, arz kısıtları… Ben söylemiyorum, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu söylüyor. Aynı kurul sadece altı cümle sonra “sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve kararlılıkla sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını” öngörüyor.

Merkez Bankası’nın 17 Mart tarihli kararı önemli bir yenilik barındırmıyor olabilir. En dikkat çekici husus cari fazlaya dair bir önceki kararda yer alan cümlelerin değişmiş olması, 2022’de cari fazla beklentisinin zayıflaması.

Ancak MB’nin küresel enflasyonun ve belirsizliklerin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıp sadece altı cümle sonra bunların hepsinin geçeceğini bekliyor olduğunu metne yazması sorumsuzluk. Hepimizin bildiğini kurul da biliyor: kur korumalı mevduat sisteminin dolarizasyona getirdiği engel kalıcı değil, savaş bitse dahi jeopolitik riskler kısa vadede azalmayacak ve enflasyonda son aylardaki artışın baz etkisiyle ilgisi bulunmuyor.

Para Politikası Kurulu arada bir Antalya Diplomasi Forumu düzenlemediğine, savaşan tarafların son durumlarına dair bilgi sahibi olmadığına göre (varyantlar ve arz kısıtları hakkındaki kısıtlı bilgilerini de geçebiliriz) neden bu cümleler metinde yer alıyor sorusu ortada kalıyor.

Kanımca Merkez Bankası bahsettiği belirsizlikler karşısında “ben yapmadım o yaptı” ile küresel gelişmelere atıfla sunulacak bir faiz artışını kâğıt üzerinde de ihtimal dışı olmaktan çıkartıyor. Kurul üyeleri içlerinde bulundukları ve aslında emir aldıkları yerin de bulunduğu çelişkili pozisyonda bir yol arıyorlar. Başka bir ifadeyle “politika çerçevesi gözden geçirme süreci” devam ediyor. Ne kadar devam edilebilir, bilinmiyor.

Merkez Bankaları ortodoks faiz politikası uygulamak zorunda değiller. Fırsat bulunduğunda faiz indirimlerine gitmek de zaman zaman uluslararası finansal kuruluşların tepkisini çeken müdahaleler de Türkiye ile sınırlı değil. Ancak bu kadar çelişki, bir yazdığını ertesi ay değiştirme durumu ve tutarsızlık son dönemde esasen Türkiye’de görülüyor.

Bu içeriği paylaş: